Yıllar önce devlet dairesinin birinde işimiz var, Konya'dan halledilecek,gittik kuruma, verdik evrakları,her şey tamam, istenilen her şey var ama görevli arkadaş kaşlarını kaldırıp "olmaz" demez mi? Neden dedik, efendim yılar önce falanca kurumda bir yanlış yazışma olmuş, bu yüzden sizin işiniz olmaz. "İyi de bunun bizimle ne ilgisi var, bir yolu vardır bunu düzeltmenin" dediysek de dinletemedik. Asabi de bir arkadaş, bir yol göster diyoruz "yok" diyor, "bir yıl daha bekleyeceksiniz." Bozkırlıyız ya kabardık falan ama nafile… Olaya şahit olan diğer memurlar da ikna edemiyor arkadaşı.. Yapacak bir şey yok derken, tavsiye üzerine işin uzmanı bir avukatta aldık soluğu, verdik evrakları güldü tabi, "bir üst yazıyla hallolacak basit bir yanlış bu, nasıl yapmazlar" deyip açtı kuruma davayı. Çok geçmeden sonuç geldi, işimiz görüldü ama yetmez dedi avukat, gerisini anlatmayayım.
Yine yıllar önce hastamızın sabah akşam iğnesi var doktor raporlu ,sabah sağlık ocağına gittik iğnemiz yapıldı ama akşam ocak kapalı, mecbur hastaneye gittik. Eski hastaneyi hatırlarsınız, hepsi bir arada, hemşire arkadaşa durumu anlattık, akşam dokuz iğnesi yapılacak dedik, "olmaz yapamayız" demez mi? " Başhekimin kesin talimatı var akşam iğne yapmıyoruz…" "Sağlık ocağı kapalı, raporlu iğne kimse harici yapamaz, ne yapalım" diyoruz, cevap yok. Gerildik tabi, iğne saati de geçiyor derken doktor girdi araya, bir başka hemşire arkadaş ben yaparım dedi ve sorun çözüldü. İyi de daha bir hafta var, her akşam aynı gerginliği mi yaşayacağız, sinirler tavan tabi… Ertesi gün sabah soluğu Başhekimin yanında aldım. Akşam yaşananları anlatınca şok oldu, izah etti " gündüz insanlar sağlık ocağına gitmiyor, akşam acile iğneye geliyorlar, zaten personel sıkıntısı var, arkadaşlar acil hastaya bakarken iğnemi yapmadılar beklettiler diye bağırıp çağırıyorlar, biz de akşam iğneyi yasakladık ki acil servis rahatlasın ama raporlu hastalar hariç, nerede yaptıracakmış iğnesini ben bir sorayım o işgüzar arkadaşa" dedi. "Siz akşam tam saatinde burada olun, ben yapacağım iğneyi" deyip yolladı. Gerçekten akşam kendisi yaptı iğneyi, sonradan öğrendik ki fırtınalar esmiş hastanede…Sonraki günler sorunsuz yapıldı iğnemiz, Başhekimimiz işgüzar personele tek tek anlatmış yasak kapsamını…
Yine bir devlet dairemiz de işimizi bitirdik ama aylar sonra bir telefon, "acil gelin büyük bir yanlış yapılmış." Gittik, anlattılar tamamen yazışma hatası, ancak yıllar önce ki bir memurun dikkatsizliği sonucu oluşmuş, kimse de fark etmemiş, dikkatli bir memur fark etmiş yanlışı(istese görmezden gelebilirdi ve kimse fark etmezdi) ne yapacağız dedik. Bir sürü prosedür anlattılar, Konya- Ankara evraklar gidip gelecek falan, onlarında bizim de canımız sıkkın, derken "bir araştıralım soralım belki bir kolay yolu vardır" dediler. Ertesi gün aradılar, Ankara'yı Konya'yı aramışlar sormuşlar soruşturmuşlar ve bir üst yazıyla hatanın düzeltilebileceğini öğrenmişler ve çözdüler problemi.
Eminim sizin de bir sürü anınız vardır devlet daireleriyle ilgili, son örnekte olduğu gibi yapıcı,yardım edici problem çözücü ,insan odaklı çalışan görevliler olduğu gibi, ilk iki örnekte ki gibi işgüzar,baltalayıcı,zorlaştırıcı görevlilerde çok memlekette… Benim işim değil,benim görevim değil,bana ne gitsin kendi halletsin,aman mesaim dolsun da gideyim, inisiyatif falan bilmem ben diyen görevliyle çok karşılaşınca, geçen hafta sayın Kaymakamımızın "kapalı yolu ben açmam, benim bölgem değil diyen görevliye gerekeni yaparım" açıklaması hepimizi pek bir sevindirdi. Zira bu konuda oldukça dertlidir Bozkır. İnisiyatif almak tabi ki kimsenin hakkını yemeden ve yasal bir şekilde, insan odaklı çalışmak, olmaza değil nasıl olura odaklanmak herkesi mutlu eder. Tabi bir de mutlu çalışanlar mevzusu var ki çok derin mesele, işin ucu liyakata kadar varır ve içinden çıkamayız, en iyisi herkese yeni yılda mutluluklar dileyip konuyu kapatmak…
Filiz KILINÇEL
E-Posta :[email protected]
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.