Hayat Bir Bayrak Yarışıdır
Üniversitede ilkyaz tatilimdi, okul masraflarını karşılamak için Bozkır Dereli Kerim Aygün'ün yanında inşaatta çalışırken elektrikler kesildiği için eve erken döndüm. Çok açtım ama yalnız yemek yemek hiç sevmediğim için bir kaç arkadaş bulup birlikte yemek yapmak maksadıyla Ocağa gittim. Ocak başkanı Ali KARABACAK'ın yanında iki misafir vardı. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Tarih Bölümü'nden Buminhan TEMİZKAN ve Ali AKDAĞ, Diyarbakır'dan sabah gelmişler, Mevlana'yı gezip Ocağa çıkmışlar tanışıp, kucaklaştık, artık şöyle adam gibi yemek, çay ve muhabbet yapacak adamları bulmuştum. Başkanında müsaadesiyle misafirlerini İhsaniye Mah Aydın Apartmanı teraskatında bulunan öğrenci evimize götürdüm. Yolda hangi yemeği yapalım diye konuşup melemen yapmaya karar verdik. Melemen çay derken kaynaşıp derin sohbetlere daldık. Konu okuldan açılınca sordum
—Diyarbakır'da okurken terörden hiç korkmadınız mı?
—Hayır, niye korkalım ki?
—Orada da böyle kantinde sınıfta veya yurtta böyle konular konuşur muydunuz?
—Evet Ben onların konuşmalarını duyunca inanamıyordum.
Tekrar sordum:
—Tayinin Doğuya çıkarsa gider misin?
—Zaten orada okuduğum için oraların öğretmene ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyorum gönüllü giderim. Boşluğa bırakılan çocuklarımızın elinden tutarak onları şeref dolu bir tarih bahçesinde gezdirmek istiyorum diyordu.
O gün kaç defa çay demledik bilmiyorum ama muhabbet öyle güzeldi ki bir ara ben çay demlerken bizim evin günlüğünü açmışlar yazılanları gülüşerek okuyorlardı. Olara da bir şeyler yazmalarını istedim. Sadece adreslerini yazmışlar.
Saatler ilerleyip ayrılık zamanı geldi. Onları Nalçacı Otogarından gece 12 de yolcu ettim. Tekrar kavuşa bilme umuduyla ellerimiz havalandı. Yine koca şehirde yapayalnız kaldım.
...
Bir yıl sonra ev arkadaşlarımızla Barbaros İ.Ö.O. karşısında bir çay ocağında Fenerbahçe maçı izlemeyevgittik. Fenerbahçe karşı takıma gol üstüne gol atıyor, herkes hop oturup hop kalkıyordu. Fakat benim içimi bir burkulma hissi kapladı adeta İçim de bir şey özüme doğru batıyor bırak sevinmeyi nefes almamı zorlaştırıyordu. Arkadaşlara "Kendimi hiç iyi hissetmiyorum Bozkır'dan kötü haber gelmesinden korkuyorum" dedim, sanki acı haber bedenime vurmuştu. Maçın son dakikalarında TV alt yazılarla "katliam" "katliam" "Katliam" diye yazıp duruyordu. Her gün şehit haberlerine alışmıştık. Nihayet maç bitti. Ekrana arka arkaya resimler çıkmaya başladı arasında "Buminhan Temizkan" da vardı. Spikerlerin dudaklarından dökülen kelimeler hâlâ kulaklarımda: "Tunceli'nin Mazgirt ilçesi, Darıkent beldesine baskın düzenleyen teröristler, altı öğretmeni şehit ettiler. (11 EYLÜL 1994) O anda gözyaşları içinde nefesimi tutmuş yüreğimin derinliklerinde duyduğum acının hissiyle yandım kavruldum. O gün öfke ve üzüntüm tavan yapmıştı. Şehit olarak aramızdan ayrılışına değil, onları oraya gönderip hiçbir güvenlik önlemi almaksızın çaresizce teröristlerin kucağına bırakanlara.
O gün PKK'lı teröristlere boyun eğmeyerek TEMİZKANlarıyla soldurmadığı bu bayrağı şahadetinin ikinci yılında ve aynı günde ben devraldım.11 EYLÜL 1996 da Bozkır Atatürk İlköğretim Okulun'da öğretmenlik görevime başladım. Bu benim için tarif zor bir gündür. Bir güne hem hüznü hem de mutluluğu sığdıran Rabbime şükürler olsun.
Buminhan yiğidim!
Gözün arkada kalmasın 23 yıldır gücümün yettiğince azmini ve yolunu takip ediyorum. Yorulduğum ve umutsuzluğa düştüğüm anlarda şahadetin bana güç veriyor. Emin ol, bu sancak asla yere düşmeyecek. Mücadelemiz ve hayatımız da bir bayrak yarışı değil mi? Senin yarım kalan mücadeleni devam ettiriyorum.Seni ve şehadetini tüm öğrencilerime anlatıyorum.
Aziz Milletimin EYLÜLlerde hazan yaprakları gibi savrulan yiğitlerimizin yerine yine eylüllerde işbaşı yaparak eğitime başlayan eğitim ordusuyla nice BÜMİNHAN TEMİZKANlar yetiştireceğine olan mutlak inancımı yüksek sesle tekrarlıyor ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
11.09. 2018
Muammer TUNAHAN
Meram Gödene Toki Ortaokulu
Beden Eğitimi Öğretmeni
Üniversitede ilkyaz tatilimdi, okul masraflarını karşılamak için Bozkır Dereli Kerim Aygün'ün yanında inşaatta çalışırken elektrikler kesildiği için eve erken döndüm. Çok açtım ama yalnız yemek yemek hiç sevmediğim için bir kaç arkadaş bulup birlikte yemek yapmak maksadıyla Ocağa gittim. Ocak başkanı Ali KARABACAK'ın yanında iki misafir vardı. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Tarih Bölümü'nden Buminhan TEMİZKAN ve Ali AKDAĞ, Diyarbakır'dan sabah gelmişler, Mevlana'yı gezip Ocağa çıkmışlar tanışıp, kucaklaştık, artık şöyle adam gibi yemek, çay ve muhabbet yapacak adamları bulmuştum. Başkanında müsaadesiyle misafirlerini İhsaniye Mah Aydın Apartmanı teraskatında bulunan öğrenci evimize götürdüm. Yolda hangi yemeği yapalım diye konuşup melemen yapmaya karar verdik. Melemen çay derken kaynaşıp derin sohbetlere daldık. Konu okuldan açılınca sordum
—Diyarbakır'da okurken terörden hiç korkmadınız mı?
—Hayır, niye korkalım ki?
—Orada da böyle kantinde sınıfta veya yurtta böyle konular konuşur muydunuz?
—Evet Ben onların konuşmalarını duyunca inanamıyordum.
Tekrar sordum:
—Tayinin Doğuya çıkarsa gider misin?
—Zaten orada okuduğum için oraların öğretmene ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyorum gönüllü giderim. Boşluğa bırakılan çocuklarımızın elinden tutarak onları şeref dolu bir tarih bahçesinde gezdirmek istiyorum diyordu.
O gün kaç defa çay demledik bilmiyorum ama muhabbet öyle güzeldi ki bir ara ben çay demlerken bizim evin günlüğünü açmışlar yazılanları gülüşerek okuyorlardı. Olara da bir şeyler yazmalarını istedim. Sadece adreslerini yazmışlar.
Saatler ilerleyip ayrılık zamanı geldi. Onları Nalçacı Otogarından gece 12 de yolcu ettim. Tekrar kavuşa bilme umuduyla ellerimiz havalandı. Yine koca şehirde yapayalnız kaldım.
...
Bir yıl sonra ev arkadaşlarımızla Barbaros İ.Ö.O. karşısında bir çay ocağında Fenerbahçe maçı izlemeyevgittik. Fenerbahçe karşı takıma gol üstüne gol atıyor, herkes hop oturup hop kalkıyordu. Fakat benim içimi bir burkulma hissi kapladı adeta İçim de bir şey özüme doğru batıyor bırak sevinmeyi nefes almamı zorlaştırıyordu. Arkadaşlara "Kendimi hiç iyi hissetmiyorum Bozkır'dan kötü haber gelmesinden korkuyorum" dedim, sanki acı haber bedenime vurmuştu. Maçın son dakikalarında TV alt yazılarla "katliam" "katliam" "Katliam" diye yazıp duruyordu. Her gün şehit haberlerine alışmıştık. Nihayet maç bitti. Ekrana arka arkaya resimler çıkmaya başladı arasında "Buminhan Temizkan" da vardı. Spikerlerin dudaklarından dökülen kelimeler hâlâ kulaklarımda: "Tunceli'nin Mazgirt ilçesi, Darıkent beldesine baskın düzenleyen teröristler, altı öğretmeni şehit ettiler. (11 EYLÜL 1994) O anda gözyaşları içinde nefesimi tutmuş yüreğimin derinliklerinde duyduğum acının hissiyle yandım kavruldum. O gün öfke ve üzüntüm tavan yapmıştı. Şehit olarak aramızdan ayrılışına değil, onları oraya gönderip hiçbir güvenlik önlemi almaksızın çaresizce teröristlerin kucağına bırakanlara.
O gün PKK'lı teröristlere boyun eğmeyerek TEMİZKANlarıyla soldurmadığı bu bayrağı şahadetinin ikinci yılında ve aynı günde ben devraldım.11 EYLÜL 1996 da Bozkır Atatürk İlköğretim Okulun'da öğretmenlik görevime başladım. Bu benim için tarif zor bir gündür. Bir güne hem hüznü hem de mutluluğu sığdıran Rabbime şükürler olsun.
Buminhan yiğidim!
Gözün arkada kalmasın 23 yıldır gücümün yettiğince azmini ve yolunu takip ediyorum. Yorulduğum ve umutsuzluğa düştüğüm anlarda şahadetin bana güç veriyor. Emin ol, bu sancak asla yere düşmeyecek. Mücadelemiz ve hayatımız da bir bayrak yarışı değil mi? Senin yarım kalan mücadeleni devam ettiriyorum.Seni ve şehadetini tüm öğrencilerime anlatıyorum.
Aziz Milletimin EYLÜLlerde hazan yaprakları gibi savrulan yiğitlerimizin yerine yine eylüllerde işbaşı yaparak eğitime başlayan eğitim ordusuyla nice BÜMİNHAN TEMİZKANlar yetiştireceğine olan mutlak inancımı yüksek sesle tekrarlıyor ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
11.09. 2018
Muammer TUNAHAN
Meram Gödene Toki Ortaokulu
Beden Eğitimi Öğretmeni
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.