Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Sayın Mustafa KALAYCI'nın, "Çiftçinin temel girdilerinden vergi alınmamasını içeren 2 Kanun Teklifi" ile ilgili açıklaması aşağıdadır.
ÇİFTÇİMİZİN VE ÜRETİCİMİZİN SORUNLARINA DUYARSIZ KALINMAMALI, KAPSAMLI BİR DESTEK PAKETİ ACİLEN UYGULAMAYA KONULMALI
Ülkemizde çiftçi ve üretici çok zor günler yaşamaktadır. Girdi fiyatlarındaki aşırı yükselmeler ve ithalata dayalı politikalar üretim yapmayı neredeyse imkansız hale getirmiştir. Çiftçiler, girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle yeterli girdi kullanamamakta ve bu da verimliliği olumsuz etkilemektedir.
Gübre fiyatları bir yılda yüzde 100'ün üzerinde artmıştır. Çiftçi gübre alamayacak haldedir. Elektrik fiyatlarına yüzde 70 zam yapılmıştır. Çiftçi tarımsal sulamada ve seralarda kullandığı elektrikle ilgili borçlarını ödeyemeyecek durumdadır. Mazot fiyatı, ÖTV'den feragat edilmesine rağmen bir yılda yüzde 36 artmıştır. ÖTV yansıtıldığında çiftçinin mazot alabilmesi artık çok zor olacaktır.
Çiftçinin ürünü ise para etmemektedir. Çiftçi, buğdayını ve arpasını bir önceki yıla göre yüzde 10 düzeyinde artırılan fiyat üzerinden satabilmiştir. 7 yıldır destekleme primi artırılmamaktadır. Çiftçi bu yıl 800 liraya sattığı arpasını, TMO'dan tohumluk olarak 1200 liradan alabilmektedir.
Pancar alım kampanyası başlamış, ancak 16 polar üzerinden 235 TL/ton olarak Haziran ayında açıklanan ve önceki yıla göre yüzde 11,9 artırılan pancar taban fiyatı, o günden bu yana yaşanan enflasyon sebebiyle erimiştir. Pancar taban fiyatı mutlaka güncellenmelidir.
Mısır fiyatı sezonun başında 1250 lira düzeyinde iken daha sonra 800 liranın altına kadar inmiştir. Hasat öncesinde Toprak Mahsulleri Ofisi'ne verilen ithalat yetkisi zor durumda olan üreticiyi tüccarın insafına bırakmıştır. Çiftçi nohut, fasulye, kabak çekirdeği gibi ürünlerini de geçen yıl ki fiyatlarının altında satmak durumunda kalmıştır.
Çiftçinin ürün satışından eline geçen para reel olarak gerilerken mazot, gübre, enerji, ilaç ve tohum başta olmak üzere tarımsal girdilere yapılan yüksek zamlar üretim yapmasını güçleştirmiştir.
Besiciler ve süt üreticileri kan ağlamaktadır. Üreticiler büyük sıkıntılarla karşı karşıya olup, ayakta durma mücadelesi vermektedir. Besi ve süt yeminin torbası son bir yılda 45-50 liradan, 85-90 liraya çıkmıştır. Slaj fiyatı 200 lirayı, saman fiyatı 450 lirayı aşmıştır.
Buna karşın, et ve süt fiyatları geçen yılla aynı düzeyde olup yerinde saymaktadır. Konya'da iki ay önce 28,5 lira olan dana karkas kesim fiyatı 26 liraya kadar düşmüş, buna rağmen alan yoktur. Ulusal Süt Konseyi'nin belirlediği süt fiyatına uyulmamakta, süt alımları yeterince yapılmamakta, süt üreticilerinin paraları zamanında ödenmemektedir.
Her geçen gün zamlanan yem, slaj ve saman gibi girdiler karşısında üreticilerin dayanacak gücü kalmamıştır. Pek çok besici iflas etmekte, işi bırakmak zorunda kalmaktadır.
Kontrolsüz ithalat politikaları üreticiyi perişan etmektedir. Yerli ve milli üretimimiz yok olmaktadır. Acilen gerekli tedbirler alınmazsa ülkemizde besicilik ve süt üreticiliği bitme noktasına gelecektir.
Çiftçilerimiz ve üreticilerimiz, bankalarca kıskaca alınmış olup borçları her yıl katlanarak artmaktadır. Tarım kesimindeki problemler çığ gibi büyürken, birçok çiftçi borcunu ödeyebilmek için tarlasını satmak zorunda kalmaktadır.
Ürettiği ürünü değerinde satamayan ve girdilere gelen yüksek zamlarla beli bükülen, banka kredi borçları katlanarak artan çiftçimizin ve üreticimizin sorunlarına duyarsız kalınmamalı, kapsamlı bir destek paketi acilen uygulamaya konulmalıdır.
Üreticiye sahip çıkılmalı, ithalata dayalı politikalar terkedilmelidir.
Çiftçiye ve üreticiye verilen destekler artırılmalı ve zamanında ödenmelidir.
Et ve Süt Kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi, piyasayı düzenleyecek bir müdahale kurumu olarak etkin bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Çiftçilerin kredi, elektrik ve toprak reformu kapsamındaki arazi bedellerine dair borçları ertelenerek yeniden yapılandırılmalıdır.
Çiftçinin ve üreticinin temel girdilerini ucuz alabilmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla, TBMM Başkanlığına sunduğum 2 ayrı Kanun Teklifinde;
• Tarımsal sulamada ve seralarda kullanılan elektrik ile tarımsal üretimde kullanılan mazot, ilaç, tohum ve fide teslimlerine KDV istisnası getirilmesi,
• Tarımsal üretimde kullanılan mazottan Özel Tüketim Vergisi alınmaması
öngörülmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde yer alan ve çiftçinin temel girdilerinden vergi alınmamasını düzenleyen bu Kanun Tekliflerinin bir an önce yasalaşmasını diliyorum.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.