Uzun süredir Bozkır için yazı yazmadın, yorum yapmadım, istedim ki, yerel seçimler öncesi şöyle fikrimi ortaya koyayım dedim.
Beni tanıyanlar bilir ki, Bozkır için nasıl sevdalı olduğumu. Bu sevda öyle bir sevda ki, yurt edinen ecdadımızın kemiklerinin sızladığını hisseden, beşikteki bebeğin daha yürümeden göçe zorunlu bırakılan küçük bedenlerin vebalini düşünen, gurbette doğduğu dağlara hasret kaldığının acısını yaşayarak hayata tutunmaya çalışan gençlerin, sırf gelecek endişesiyle evini yurdunu terkedip gurbetin kahrını çeken babaların ızdırabını duyan bir sevda. Bu ölümsüz sevdamı imkanlar yetersiz olduğu için sadece köşe yazılarında, TV ekranlarında küçük grup toplantılarında bir kaç cümlelerle anlatarak, bazende susarak yaşamaya çalışıyorum.
Şimdiye kadar Bozkır'lı olduğu bilinen anlatımlarda gurur duyuyoruz denilen insanlardan, ama Bozkır'dan kurtulduktan sonra her tür makam, mevki, zenginlik ve şöhreti yakalayanlar daha sonra dönüm Bozkır için hiç bir proje geliştirmeyen, lafı geldiği zaman havanın en yüksek düzeyinden atanlardan Bozkırımızın bu halinden hiç mi rahatsızlık duymuyorlar mı diye düşünüyorum.
Beni bilenler biliyor yazdığım yazılarda TV ekranlarında Bozkır için yapılması gerekenleri anlatmaya çalıştım. Projelerimiz var dedik. Ve olması gerekenleri bir bir anlattım. Kimse anlamadı yada anlamamış gibi davrandı. Aslında normal hemşerilerim, köylerdeki Ahmet amca, Hüseyin kardeş anladı ama onlar da benim gibi sadece lafını edebildi. Çünkü yapacağı bir yetkisi imkanı yoktu. Bir gün çay kenarında bir kardeş hararetle benim TV programında söylediklerimi anlatıyordu. "Aslında belediye Başkanı olacak adam" diyordu. Yanına geldiğimde beni tanımadığı belliydi tanıştırdıklarında hayret etmişti. Hatta "Öyle bir adamın bu şekilde burada ne işi var" demişti. Benim köydeki yaşayan dayılarım, amcalarım, kardeşlerim anlamıştı ama bu işin tam merkezinde olanlar duymamak, görmemek için elindeki geleni yapıyorlardı. Bozkır'ı gün yüzüne çıkaracak projeler, yapılması gerekenler var diye avazımız çıktığı kadar bağırdık ama bu nedir diyen olmadı. Hatta Bozkır'ın can damarı olacak yol projesi elimizden alındığı zaman bütün gücümle anlatmaya çalıştığım zaman muhalif, düşman görüldü. Vebali olanlar hala vatandaşın karşısına çıkıp utanmadam, sıkılmadan nutuk atabiliyorlar. Bu konuda açık ve net söylüyorum ki, bu duruma göz yumanlar, uğraşlarımızı düşmanlık gibi görenler, sırf oy ve makam korkularından sesini çıkarmayanlardan, Rabbim huzurunda iki elim yakalarındadır.
Şimdi gelelim asıl konumuza...
Defalarca Bozkır gidiyor, yok oluyor dedik duyan olmadı. Daha iyi bir şey de yapan olmadı. Dedik, makyaj projeler sadece güzelleştirin ama o güzelliği yaşatmaz. O güzel görünümleri yaşayan olmadıktan sonra neye yarar.
Bozkır'a belediye başkanı olacak kişide #Vizyon olmalı.
Gurbetteki Bozkırlının tatilini geçirebileceğini gerçekleştirecek #Vizyonu olmalı.
Gurbetteki Bozkırlının gelip kalabileceğini sağlayacak, mekanlar oluşturacak #Vizyonu olmalı.
Göçü durduracak, istihdam ve iş imkanları oluşturacak #Vizyonu olmalı.
Gurbetteki Bozkırlının geri dönmesini sağlayacak #Vizyonu olmalı.
Bilmediğini, yapmak istediklerini sadece şan, şöhret ve hiç bir ufku olmayan ama gücünü sadece sahip olduğu imkanlardan alanlardan değilde, gerçekte dar imkanlarıyla birşeyler ortaya konandan fikir alabilecek #Vizyonu olmalı.
Kısacası boş laflar değil, "Havası suyu sert, İnsanı mert" sloganının karşılığını verecek, Ufuk verecek, geleceği aldınlık Bozkır için yüksek meziyetli #Vizyonu olmalı.
#Vizyonu olacak bir Bozkır için hayırlısı olsun...
Beni tanıyanlar bilir ki, Bozkır için nasıl sevdalı olduğumu. Bu sevda öyle bir sevda ki, yurt edinen ecdadımızın kemiklerinin sızladığını hisseden, beşikteki bebeğin daha yürümeden göçe zorunlu bırakılan küçük bedenlerin vebalini düşünen, gurbette doğduğu dağlara hasret kaldığının acısını yaşayarak hayata tutunmaya çalışan gençlerin, sırf gelecek endişesiyle evini yurdunu terkedip gurbetin kahrını çeken babaların ızdırabını duyan bir sevda. Bu ölümsüz sevdamı imkanlar yetersiz olduğu için sadece köşe yazılarında, TV ekranlarında küçük grup toplantılarında bir kaç cümlelerle anlatarak, bazende susarak yaşamaya çalışıyorum.
Şimdiye kadar Bozkır'lı olduğu bilinen anlatımlarda gurur duyuyoruz denilen insanlardan, ama Bozkır'dan kurtulduktan sonra her tür makam, mevki, zenginlik ve şöhreti yakalayanlar daha sonra dönüm Bozkır için hiç bir proje geliştirmeyen, lafı geldiği zaman havanın en yüksek düzeyinden atanlardan Bozkırımızın bu halinden hiç mi rahatsızlık duymuyorlar mı diye düşünüyorum.
Beni bilenler biliyor yazdığım yazılarda TV ekranlarında Bozkır için yapılması gerekenleri anlatmaya çalıştım. Projelerimiz var dedik. Ve olması gerekenleri bir bir anlattım. Kimse anlamadı yada anlamamış gibi davrandı. Aslında normal hemşerilerim, köylerdeki Ahmet amca, Hüseyin kardeş anladı ama onlar da benim gibi sadece lafını edebildi. Çünkü yapacağı bir yetkisi imkanı yoktu. Bir gün çay kenarında bir kardeş hararetle benim TV programında söylediklerimi anlatıyordu. "Aslında belediye Başkanı olacak adam" diyordu. Yanına geldiğimde beni tanımadığı belliydi tanıştırdıklarında hayret etmişti. Hatta "Öyle bir adamın bu şekilde burada ne işi var" demişti. Benim köydeki yaşayan dayılarım, amcalarım, kardeşlerim anlamıştı ama bu işin tam merkezinde olanlar duymamak, görmemek için elindeki geleni yapıyorlardı. Bozkır'ı gün yüzüne çıkaracak projeler, yapılması gerekenler var diye avazımız çıktığı kadar bağırdık ama bu nedir diyen olmadı. Hatta Bozkır'ın can damarı olacak yol projesi elimizden alındığı zaman bütün gücümle anlatmaya çalıştığım zaman muhalif, düşman görüldü. Vebali olanlar hala vatandaşın karşısına çıkıp utanmadam, sıkılmadan nutuk atabiliyorlar. Bu konuda açık ve net söylüyorum ki, bu duruma göz yumanlar, uğraşlarımızı düşmanlık gibi görenler, sırf oy ve makam korkularından sesini çıkarmayanlardan, Rabbim huzurunda iki elim yakalarındadır.
Şimdi gelelim asıl konumuza...
Defalarca Bozkır gidiyor, yok oluyor dedik duyan olmadı. Daha iyi bir şey de yapan olmadı. Dedik, makyaj projeler sadece güzelleştirin ama o güzelliği yaşatmaz. O güzel görünümleri yaşayan olmadıktan sonra neye yarar.
Bozkır'a belediye başkanı olacak kişide #Vizyon olmalı.
Gurbetteki Bozkırlının tatilini geçirebileceğini gerçekleştirecek #Vizyonu olmalı.
Gurbetteki Bozkırlının gelip kalabileceğini sağlayacak, mekanlar oluşturacak #Vizyonu olmalı.
Göçü durduracak, istihdam ve iş imkanları oluşturacak #Vizyonu olmalı.
Gurbetteki Bozkırlının geri dönmesini sağlayacak #Vizyonu olmalı.
Bilmediğini, yapmak istediklerini sadece şan, şöhret ve hiç bir ufku olmayan ama gücünü sadece sahip olduğu imkanlardan alanlardan değilde, gerçekte dar imkanlarıyla birşeyler ortaya konandan fikir alabilecek #Vizyonu olmalı.
Kısacası boş laflar değil, "Havası suyu sert, İnsanı mert" sloganının karşılığını verecek, Ufuk verecek, geleceği aldınlık Bozkır için yüksek meziyetli #Vizyonu olmalı.
#Vizyonu olacak bir Bozkır için hayırlısı olsun...
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.