Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Bozkırlı Mustafa KALAYCI'nın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı Bütçe görüşmeleri esnasında yaptığı konuşmada "sağlık çalışanlarının sorunlarını" gündeme getirmiştir.
Temel sağlık göstergelerinde hâlâ gelişmiş ülkelerin gerisindeyiz.
Sağlık personeli yetiştiren yükseköğretim kurumlarının kontenjanlarında artış sağlanmakla beraber sağlık personeli sayısı ve özellikle yardımcı sağlık personeli henüz yeterli düzeye ulaşamamıştır.
Temel sağlık göstergelerinde önemli iyileşmeler sağlanmakla birlikte hâlâ gelişmiş ülkelerin gerisinde bulunmaktayız. Ülkemizde 10 bin kişiye düşen hastane yatağı sayısı 2017 itibarıyla 27,9'dur. 2017 yılında ülkemizde hastanelerin yatak doluluk oranı yüzde 68,1'dir; hastanelerde akut yatak doluluk oranı OECD'de 75,9; Avrupa Birliği ülkelerinde 74,1'dir.
Bin canlı doğumda bebek ölüm hızı 2017 yılında 6,8'e gerilemiş olmakla birlikle bölgesel farklılıklar önemini korumaktadır. Bebek ölüm hızı 2016 yılında OECD ülkelerinde ortalama 3,9 AB ülkelerinde 3,6 iken ülkemizde 2017 yılında 9,1 olarak gerçekleşmiştir.
Hemşire sayısının artırılması sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırır.
100 bin kişiye düşen hekim sayısı ülkemizde 186 iken AB'de 378, OECD'de ise 351'dir. 100 bin kişiye düşen hemşire sayısı ülkemizde 206 iken, Avrupa Birliği ülkelerinde 839, OECD'de 955'tir. Doktor başına düşen hemşire sayısı AB'de 2,4; OECD ortalaması 2,9; ülkemizde ise 1,1'dir. Hemşireler temel olarak halk sağlığında ve klinik hizmetlerde görev alabildiklerinden hemşire sayısının artırılması uzun vadede sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırıcı ve maliyetleri düşürücü etkiye sahip olacaktır.
Yaşlı, yatalak ve engelli hastaların bakımı için özel bakım hastaneleri kurulmalı.
Madde bağımlılığıyla mücadele etkinleştirilmeli, bunların tedavisi için tüm psikiyatri klinikleri içinde ayrı bir birim açılmalıdır. Sağlık Bakanlığının kontrolünde üniversiteler ve eğitim hastaneleriyle iş birliği içinde çalışacak, ileri teknolojiye sahip bir ulusal kalite kontrol laboratuvarı kurulmalıdır.
Kemoterapi merkezi ve diyaliz merkezi bulunmayan il ve büyük ilçelerimizde bu merkezlerin kurulması ve aktif hizmet vermesi sağlanmalıdır. Yaşlı, yatalak ve engelli hastaların bakımı için özel bakım hastaneleri kurulmalıdır.
Ülkemiz sağlık turizmi yönünden cazibe merkezi haline getirilmeli.
Ülkemiz sağlık turizmi yönünden bir cazibe merkezi haline getirilmelidir. Geçtiğimiz aylarda Uluslararası Sağlık Hizmetleri unvanıyla bir anonim şirket kurulmasına dair düzenlemeye Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek verdik. Bu konuda bir atılım gerçekleştirilmelidir.
Sağlık turizminin özendirilmesi ve teşviki ile ülkemize hasta akışı ve bu alanda çalışan çok sayıda insanımıza da iş imkânı sağlanacaktır.
Vatandaşımız, reçete parası, kutu parası, katılma payı diye alınan paralardan bunaldı.
Türk milleti tabii ki en iyi, en kaliteli hizmetlere layıktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak tabii ki bu hizmetlere biz de destek veriyoruz. Ancak bedeli ağır bir maliyetle ve en pahalı bir şekilde de bu ödettirilmemeli. Zaten muayene parası, reçete parası, kutu parası, ilaç parası, katılma payı diye alınan paralardan dolayı vatandaşımız gerçekten bunalmış durumda.
Hemşire ve diğer sağlık personelleri ve eczacıların da emekli aylıkları iyileştirilmeli.
Sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma şartları iyileştirilmelidir. Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle emekli tabip ve diş hekimlerinin emekli aylıklarına ilaveten ek bir ödeme yapılması öngörülmüş, hemşireler ve diğer sağlık personeli göz ardı edilmiştir. Yapılan görev ve ekip çalışması dikkate alınarak hakkaniyet gereği hemşire ve diğer sağlık personeli ile eczacıların da emekli aylıkları iyileştirilmelidir.
Döner sermaye, sağlık çalışanlarının emekli aylıklarına yansıtılmalı.
Döner sermayeden yapılan ek ödemelerin emekliliğe yansımaması nedeniyle sağlık çalışanlarının emekli aylığı ciddi oranda azalıyor. Sağlık çalışanlarının hem memnuniyetini artırmak hem de geleceğe güvenle bakmalarını sağlamak için döner sermayenin emekli aylığına yansıtılması için yasal düzenleme yapılmalı.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu eczacılarının özlük hakları düzeltilmeli.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda çalışan eczacılar gerek Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde gerekse eş değer kurum olarak kabul edilebilecek Sosyal Güvenlik Kurumunda çalışan eczacılara göre çok daha düşük maaşlarla çalışmakta. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu eczacılarının bu mağduriyeti mutlaka giderilmeli, özlük hakları düzeltilmelidir.
Kadro alamayan taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi amacıyla hazırladığımız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduğumuz Kanun Teklifleri bir an önce gündeme alınmalı.
Sözleşmeliler, vekil ebe hemşireler, aile sağlığı çalışanları umutla kadro beklemektedir. 24 Aralık 2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle taşeron işçiler kadroya alınmış ancak bu düzenleme taşeron işçilerin tamamını kapsamamıştır.
Hastanelerde bilgi işlemci, laborant, tekniker, kimyager, radyolog olarak çalışan binlerce sağlık personeli de kadro alamadığından büyük bir şok yaşamıştır. Hâlbuki asıl işi yapan ve kanun hükmünde kararnamede aranan tüm şartları taşıyan taşeron işçisi sağlıkçılar sadece ihalelerin yaklaşık maliyeti içinde personel giderleri yüzde 70'in altında olduğu gerekçesiyle kadro dışı bırakılmıştır. Böyle bir gerekçesin hiçbir izahı olamaz. Bu çalışanların taşeron personeli olduğu açıktır. İhalede personel çalıştırmanın yanı sıra malzeme, yazılım ve benzeri işlerin de olması bu çalışanların taşeron işçisi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır.
4 Aralıktan önce çalışmış olanların kapsam dışında bırakılmış olması da hakkaniyete uygun düşmemiştir. Yıllarca taşeron işçi olarak çalışıp 4 Aralık öncesi görevlerine son verilmiş olanlara kadro verilmemişken sadece 4 Aralık günü işe başlayanlar kadro almıştır.
Sağlık Bakanlığında 100 binin üzerinde taşeron işçisi kadro alırken yıllardır asıl işte çalışan vekil ebe hemşireler, aile sağlığı çalışanları ve aile hekimlikleri tıbbi sekreterler olmak üzere toplamda 9 bin civarında çalışana kadro verilmemesi de hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde de yer alan kamuda kadro alamayan taşeron işçileri 4/B'li, vekil, sözleşmeli, fahri ve geçici statüde çalışanların kadroya geçirilmesi amacıyla hazırladığımız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduğumuz kanun teklifleri bir an önce gündeme alınmalıdır diyorum.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.