Kuran-ı Kerim'e "İnsanın kullanma kılavuzu" diye duymuştum bir hocamdan…
Ben de bu benzetmeyi yeri geldikçe ifade etmekten çekinmem.
Evet, bu makine son kullanma tarihine kadar işlemeye devam edecek. Ancak bozulmaya uğramaması için kılavuzdaki ölçülere riayet edilmesi gerekmektedir.
Kur'an-ı Kerim 1400 yıl önce insanlığın kurtuluşu için gönderilmiş ancak "Bu senenin kış kreasyonu şudur" der gibi o yüzyılın modasına uygun olup sonrasında demode olan bir kitap değildir.
Kitabımızda anlatılan olaylar-kıssalar-yaşanmışlıklar da demode olmaz.
Kıyamete kadar Allah'ın koruması altında olması bir yönüyle buna işarettir aslında. Böyle kısa bir ilk dakika haberinden sonra sadede gelebiliriz.
Konumuz Twitter
Acaba Kuran'a nasıl bağlayacaksın konuyu dersen, izle ve gör.
Kullananlar bilir, Twitter'ın sembolü mavi bir kuştur.
Kullanma kılavuzumuzu açıp bir bakarsanız Hz. Nuh (A.S.) tufan sonrası gemi için kara ararken kuşları kullanmış, Hz İbrahim (A.S.)imanını artırmak için Allah'tan (CC) kuşlarla imtihan olmak istemiştir.
Ama sizinle asıl paylaşmak istediğim konu Neml (Karınca) Sûresi'nin 20. ayetinden itibaren Hz. Süleyman'ın (A.S.) kuşları teftiş ettiği kısım ve Kabe'yi yıkmaya gelen fil ordusunun kuşlar tarafından lime lime edildiğini anlatan Fil Sûresi'dir.
Bildiğiniz gibi Hz Süleyman'a Allahu Teala özel yetenekler bahşetmiş ve cinlere, rüzgara, kuşlara hükmetme yetkisi, onlarla konuşma yeteneği vermiştir.
Ayetlerde şöyle bildirilir:
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım:
20- (Süleyman) Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?"
21- "Onu gerçekten şiddetli bir azapla azaplandıracağım, ya da onu boğazlayacağım veya o, bana apaçık olan bir delil getirmelidir."
22- Derken uzun zaman geçmeden geldi ve dedi ki: "Senin kuşatamadığın (öğrenemediğin) şeyi, ben kuşattım ve sana Saba'dan kesin bir haber getirdim."
23- "Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona herşeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var."
24- "Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum, şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar."
25- "Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah'a secde etmesinler diye (yapmaktadırlar)."
26- "O Allah, O'ndan başka İlah yoktur, büyük Arş'ın Rabbidir."
27- (Süleyman:) c "Durup bekleyeceğiz, doğruyu mu söyledin, yoksa yalancılardan mı oldun?" dedi.
Buradan, devlet başkanı olan Hz Süleyman'ın, kuşlarla haber alıp haber göndermekte, kendisinin bile bilmediği konuların olduğunu görmekteyiz. Buna karşılık Hz Süleyman'ın, bilmediği toplumlar hakkında kuşlar (Hüdhüd) ile bilgi sahibi olduğunu anlıyoruz.
Bir başka sûre olan Fil Sûresinde ise kuşların vasfı koskoca filleri yerle bir etmesidir. Rabbimiz Fil Sûresinde şöyle buyurur:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
1- Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!
2- Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
3- Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.
4- Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.
5- Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi.
Habeş kralı tarafından Yemen'e komutan yapılan Ebrehe, ticaret merkezi olan Mekke'nin –özünde Kabe'nin- yerine San'a şehrini merkez haline getirmek ve o bölgenin gücünü ele geçirmek istiyordu. Yani aslında amacı kendi kapitalist düzenine balta vuran Kâbe kültürünü yıkmaktı.
Kabe ne kadar putlarla dolmuş olsa da toplumun özünde ilahlara maddi/manevi bir bağlılık esastı. Özünde dış toplumlara kapalı, ilahlar üzerinden ise toplumsal bir bağ vardı. Bu dışa karşı korumacılık bırakılmazsa Ebrehe'nin Yemen'i güçlenemeyecekti. Sonuçta kibirli, iktidar hırsına sahip ve kapitalist bir toplum amacı yerle bir olacaktı.
Bunu engellemenin ise Kabe'yi yıkmakla mümkün olacağını düşündü. Evet belki de Kâbe/zahir yıkılmış olsa gönüllerdeki manevi/batın Kabe de yıkılacaktı.
Hz. Adem'in mirası ve Hz İbrahim'in tekrar imar ettiği o zamana kadar olan tek ilahlığın sembol yeri yok olacaktı.
Ve derken Ebrehe, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) doğduğu yıl orduyu hazırlayıp Mekke'ye yanaşır.
Mekke'nin en ileri gelen kişilerinden Abdulmuttalib'in develerine el koyar.
Aklısıra kedinin fareyi yakalayıp onu yemeden önce oynaması, onunla eğlenmesi gibi Abdulmuttalib'le eğlenmek ister.
Abdulmuttalib Kâbe'den hiç bahsetmeden develerini isteyince Ebrehe şaşırır: "Ben Kâbenizi yıkmaya geldim sen develerinin peşindesin."
Abdulmuttalib'teki iman "Kâbeyi Allah korur, sen develerimi ver!" dedirtir.
Buradan bizim anlamamız gereken öncelikli konu şu:
Deve, o dönemin ticaret aracı. Yük taşımada, alışverişte ekonominin olmazsa olmazı.
Günümüzde de kuşlarla imtihan oluyoruz. Facebook'tan sonra en büyük sosyal medya aracı Twitter.
Kuş sembolüyle tanıdığımız Twitter artık hayatımıza her an şekil verebiliyor.
Birçok bilgi, anında Twitter aracılığıyla dünyaya duyurulabiliyor. Dünyanın herhangi bir yerinde hashtag çalışması yapılarak herhangi bir konu dünya kamuoyunun bilgisine sunulabiliyor. Veya en yakından hissettiğimiz üzere çok muhterem dostumuz Twit Trump, okyanuslar ötesinden "Aluminyumu almiyicum." diyor. Beş dakika sonra bizim borsa tepetaklak… Tıpkı çok uzaklardaki bir ülke lideri olan Belkıs'ın tahtının göz açıp kapayıncaya kadarki zaman diliminde Hz Süleyman'ın sarayına getirilip tahrip edilmesi gibi ekonomimiz tahrip edilebiliyor.
Bilmem biliyor musunuz, Trump'ın Cumhuriyetçi Partisi'nin logosu Fil'dir.
Günümüzde Fil Sahipleri hem Kâbemize/dinimize hem de develerimize/ticaretimize saldırıyor.
Eğer biz de Abdulmuttalib gibi Kâbe'nin Allah tarafından zaten korunacağına iman edip
ticaretimize/ekonomimize faizle, dolarla, borçlandırma ve ambargo ile sekte vurmaya çalışan Amerikan fil sahiplerine karşı kendi ekonomik bağımsızlığımızı istiyoruz diyebilirsek o zaman fil ordusunu kuşlar bile helak eder. Ama illa Allah tarafından ebabil beklemeyelim. Sömürülen ülkeler ve İslam ülkeleri ile acilen bir ebabil (sürü sürü kuşlar) oluşturup Twitter kuşu ile Amerikan fil ordusunu tahrip edebiliriz.
Mesela:
"Ey Trump! Sen böyle dersen biz de İslam Birliği'ni kuruyoruz.
Senin dolarını kullanmayacağız.
Biz İslam alemi ile kendi ortak para birimimizi kullanacağız.
İslam ortak pazarını kurup senin gibi sömürgeci düzenini bozacak, yeni ve adil bir düzen kuracağız.
Kendi birleşmiş milletlerimizi kurup senin sömürdüğün bütün mazlumları kurtaracağız.
İncirlik başta olmak üzere tüm askeri üslerine el koyup büyük İsrail'i kurma hayalini yerle bir edeceğiz."
Gibi tweetlerle fil ordusuna saldıracağız.
Tabi ki sadece söylemde kalmayıp bu söylemlerin için dolduracak icraatlarla bu işi başaracağız.
Göreceğiz ki trilyonlarca dolar borcu olan ABD diz çökecek.
Fil ordusu yenilmiş ekine dönecek, tahtları anında yok olacaktır..
Ben de bu benzetmeyi yeri geldikçe ifade etmekten çekinmem.
Evet, bu makine son kullanma tarihine kadar işlemeye devam edecek. Ancak bozulmaya uğramaması için kılavuzdaki ölçülere riayet edilmesi gerekmektedir.
Kur'an-ı Kerim 1400 yıl önce insanlığın kurtuluşu için gönderilmiş ancak "Bu senenin kış kreasyonu şudur" der gibi o yüzyılın modasına uygun olup sonrasında demode olan bir kitap değildir.
Kitabımızda anlatılan olaylar-kıssalar-yaşanmışlıklar da demode olmaz.
Kıyamete kadar Allah'ın koruması altında olması bir yönüyle buna işarettir aslında. Böyle kısa bir ilk dakika haberinden sonra sadede gelebiliriz.
Konumuz Twitter
Acaba Kuran'a nasıl bağlayacaksın konuyu dersen, izle ve gör.
Kullananlar bilir, Twitter'ın sembolü mavi bir kuştur.
Kullanma kılavuzumuzu açıp bir bakarsanız Hz. Nuh (A.S.) tufan sonrası gemi için kara ararken kuşları kullanmış, Hz İbrahim (A.S.)imanını artırmak için Allah'tan (CC) kuşlarla imtihan olmak istemiştir.
Ama sizinle asıl paylaşmak istediğim konu Neml (Karınca) Sûresi'nin 20. ayetinden itibaren Hz. Süleyman'ın (A.S.) kuşları teftiş ettiği kısım ve Kabe'yi yıkmaya gelen fil ordusunun kuşlar tarafından lime lime edildiğini anlatan Fil Sûresi'dir.
Bildiğiniz gibi Hz Süleyman'a Allahu Teala özel yetenekler bahşetmiş ve cinlere, rüzgara, kuşlara hükmetme yetkisi, onlarla konuşma yeteneği vermiştir.
Ayetlerde şöyle bildirilir:
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım:
20- (Süleyman) Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?"
21- "Onu gerçekten şiddetli bir azapla azaplandıracağım, ya da onu boğazlayacağım veya o, bana apaçık olan bir delil getirmelidir."
22- Derken uzun zaman geçmeden geldi ve dedi ki: "Senin kuşatamadığın (öğrenemediğin) şeyi, ben kuşattım ve sana Saba'dan kesin bir haber getirdim."
23- "Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona herşeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var."
24- "Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum, şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar."
25- "Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah'a secde etmesinler diye (yapmaktadırlar)."
26- "O Allah, O'ndan başka İlah yoktur, büyük Arş'ın Rabbidir."
27- (Süleyman:) c "Durup bekleyeceğiz, doğruyu mu söyledin, yoksa yalancılardan mı oldun?" dedi.
Buradan, devlet başkanı olan Hz Süleyman'ın, kuşlarla haber alıp haber göndermekte, kendisinin bile bilmediği konuların olduğunu görmekteyiz. Buna karşılık Hz Süleyman'ın, bilmediği toplumlar hakkında kuşlar (Hüdhüd) ile bilgi sahibi olduğunu anlıyoruz.
Bir başka sûre olan Fil Sûresinde ise kuşların vasfı koskoca filleri yerle bir etmesidir. Rabbimiz Fil Sûresinde şöyle buyurur:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
1- Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!
2- Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
3- Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.
4- Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.
5- Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi.
Habeş kralı tarafından Yemen'e komutan yapılan Ebrehe, ticaret merkezi olan Mekke'nin –özünde Kabe'nin- yerine San'a şehrini merkez haline getirmek ve o bölgenin gücünü ele geçirmek istiyordu. Yani aslında amacı kendi kapitalist düzenine balta vuran Kâbe kültürünü yıkmaktı.
Kabe ne kadar putlarla dolmuş olsa da toplumun özünde ilahlara maddi/manevi bir bağlılık esastı. Özünde dış toplumlara kapalı, ilahlar üzerinden ise toplumsal bir bağ vardı. Bu dışa karşı korumacılık bırakılmazsa Ebrehe'nin Yemen'i güçlenemeyecekti. Sonuçta kibirli, iktidar hırsına sahip ve kapitalist bir toplum amacı yerle bir olacaktı.
Bunu engellemenin ise Kabe'yi yıkmakla mümkün olacağını düşündü. Evet belki de Kâbe/zahir yıkılmış olsa gönüllerdeki manevi/batın Kabe de yıkılacaktı.
Hz. Adem'in mirası ve Hz İbrahim'in tekrar imar ettiği o zamana kadar olan tek ilahlığın sembol yeri yok olacaktı.
Ve derken Ebrehe, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) doğduğu yıl orduyu hazırlayıp Mekke'ye yanaşır.
Mekke'nin en ileri gelen kişilerinden Abdulmuttalib'in develerine el koyar.
Aklısıra kedinin fareyi yakalayıp onu yemeden önce oynaması, onunla eğlenmesi gibi Abdulmuttalib'le eğlenmek ister.
Abdulmuttalib Kâbe'den hiç bahsetmeden develerini isteyince Ebrehe şaşırır: "Ben Kâbenizi yıkmaya geldim sen develerinin peşindesin."
Abdulmuttalib'teki iman "Kâbeyi Allah korur, sen develerimi ver!" dedirtir.
Buradan bizim anlamamız gereken öncelikli konu şu:
Deve, o dönemin ticaret aracı. Yük taşımada, alışverişte ekonominin olmazsa olmazı.
Günümüzde de kuşlarla imtihan oluyoruz. Facebook'tan sonra en büyük sosyal medya aracı Twitter.
Kuş sembolüyle tanıdığımız Twitter artık hayatımıza her an şekil verebiliyor.
Birçok bilgi, anında Twitter aracılığıyla dünyaya duyurulabiliyor. Dünyanın herhangi bir yerinde hashtag çalışması yapılarak herhangi bir konu dünya kamuoyunun bilgisine sunulabiliyor. Veya en yakından hissettiğimiz üzere çok muhterem dostumuz Twit Trump, okyanuslar ötesinden "Aluminyumu almiyicum." diyor. Beş dakika sonra bizim borsa tepetaklak… Tıpkı çok uzaklardaki bir ülke lideri olan Belkıs'ın tahtının göz açıp kapayıncaya kadarki zaman diliminde Hz Süleyman'ın sarayına getirilip tahrip edilmesi gibi ekonomimiz tahrip edilebiliyor.
Bilmem biliyor musunuz, Trump'ın Cumhuriyetçi Partisi'nin logosu Fil'dir.
Günümüzde Fil Sahipleri hem Kâbemize/dinimize hem de develerimize/ticaretimize saldırıyor.
Eğer biz de Abdulmuttalib gibi Kâbe'nin Allah tarafından zaten korunacağına iman edip
ticaretimize/ekonomimize faizle, dolarla, borçlandırma ve ambargo ile sekte vurmaya çalışan Amerikan fil sahiplerine karşı kendi ekonomik bağımsızlığımızı istiyoruz diyebilirsek o zaman fil ordusunu kuşlar bile helak eder. Ama illa Allah tarafından ebabil beklemeyelim. Sömürülen ülkeler ve İslam ülkeleri ile acilen bir ebabil (sürü sürü kuşlar) oluşturup Twitter kuşu ile Amerikan fil ordusunu tahrip edebiliriz.
Mesela:
"Ey Trump! Sen böyle dersen biz de İslam Birliği'ni kuruyoruz.
Senin dolarını kullanmayacağız.
Biz İslam alemi ile kendi ortak para birimimizi kullanacağız.
İslam ortak pazarını kurup senin gibi sömürgeci düzenini bozacak, yeni ve adil bir düzen kuracağız.
Kendi birleşmiş milletlerimizi kurup senin sömürdüğün bütün mazlumları kurtaracağız.
İncirlik başta olmak üzere tüm askeri üslerine el koyup büyük İsrail'i kurma hayalini yerle bir edeceğiz."
Gibi tweetlerle fil ordusuna saldıracağız.
Tabi ki sadece söylemde kalmayıp bu söylemlerin için dolduracak icraatlarla bu işi başaracağız.
Göreceğiz ki trilyonlarca dolar borcu olan ABD diz çökecek.
Fil ordusu yenilmiş ekine dönecek, tahtları anında yok olacaktır..
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.