Yüksek Lisans öğrencisi Meryem Kuz, "Bozkır olayları Konya'nın üstüne bir kara leke gibi sinmiştir. Ama daha sonra Bozkır'dan bir ekip, gençleri toplayarak maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayarak Kurtuluş Savaşı'nda cepheye gönderir" dedi.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği'nde Bozkır Olayları'nı anlatan Karabük Üniversitesi Tarih Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi Meryem Kuz, "Yüksek Lisansını "Pisili Baba" üzerine yaptığını belirterek 2013 yılından bu tarafa Konya olayları içerisinde cereyan eden Bozkır hadiselerini yazılı tarih, resmi tarih ve hatıralar eşliğinde o dönemi yaşamış insanların torunlarından, o olayı yaşayanların not ve hatıralarından olaya farklı bir pencereden bakmaya çalıştığını söyledi.
Milli Mücadele döneminde Konya'nın önemine dikkat çeken Kuz, Elazığ Valiliği sırasında Ermenileri kayırmasıyla bilinen ve "Artin Cemal" olarak tanınan Cemal Bey'in Konya'ya vali olarak atanmasıyla işgalci İtalyanlara karşı yardım ederek işgalci güçlerin, Konya, Akşehir ve Beyşehir istasyonlarını bu şekilde ele geçirdiklerine işaret etti.
'Artin Cemal' Bozkırlıları isyana teşvik etti
Kuvayı Milliye Hareketinin başlaması ve Atatürk tarafından Albay Rıfat Belen'e, Konya'da Kuvayı Milliye hareketini örgütlemesi için görev verilmesiyle birlikte Vali Artin Cemal'in, "kendisini korumak için telaşa kapılarak hapishanedeki mahkûmları serbest bıraktığı ve onları silahlandırarak Konya'daki yıkıcı çetecilik faaliyetlerini başlattığını" ifade eden Kuz, şunları dile getirdi: "Böyle bir ortamda 27 Eylül 1919 tarihinde Birinci Bozkır Olayları vuku bulacak. Bozkır'daki köy ve kasabalarda sebebi tam olarak bilinmeyen karışıklıklar başlamış. Konya Valisi Cemal Bey, Albay Refet Belen'in geleceğini öğrenince İngilizlerden yardım ister ve Eskişehir'e kadar iki asker ona refakat eder. Cemal Bey kaçmadan önce Konya'da ve o bölgede Bozkırlıların millî ve dinî duygularını Kuvayı Milliye aleyhine tahrik etmiştir. Bozkır halkından oluşan çetelere silah dağıtarak yöneticilerden bazıları Milli Mücadele karşıtı isimler haline gelmiştir. İsyanı bastırmak için gönderilen az sayıdaki Milli Kuvvetler, çeteler karşısında tutunamayarak geri çekilecekler ve isyancılar Bozkır kasabasını ele geçirecekler. Ayaklanmanın başrolünde Cemal Bey olduğu gibi Kürtoğlu Musa, Bademlili Hacı Halil ve Güzel Çavuş adlı üç kişiyle birlikte isyan başlatılır. Köylerden topladıkları 1000'e yakın kişiyle Bozkır'ı basarlar, askerlik şubesinin deposuna girerek bütün silah ve cephaneliğe el koyarlar. Bu yağma hareketleri içerisinde karşılarına çıkan jandarmaları esir olarak alırlar, silahlarına da el koyarlar. Bu arada kaymakam vekili, nüfus müdürü, askerlik şube başkanı gibi bölgenin ileri gelenleri teslim alınır. Olaylardan haberdar olan Bozkır Kadısının oğlu olan Abdülhalim Efendi, Bozkır'a gelir ve çetecilerle konuşarak kaymakam vekilini ellerinden alır. Kasabanın girişinde halka bir konuşma yaparak onları sakinleştirir. Bu konuşmayı kaymakamın yardımcısı bir hanımefendi not alır, işin seyrini daha sonra değiştirecek olan da bu küçücük nottur."
ikirlerde karışıklık vardı"
Birinci Bozkır İsyanı 4 Ekim 1919'da sona erdiğini ve İkinci Bozkır Ayaklanmasının ise, 22 Ekim 1919'da başladığını kaydeden Kuz, isyanın 4 Ekim 1919 tarihinde 600 kişiden oluşan Millî kuvvetler tarafından bastırıldığını belirterek "2. Bozkır isyanı sırasında milli kuvvetlerin kaybı; 5 şehit 3 yaralı, asilerin kayıplarının ise 30 ölü, 30 yaralı şeklinde belgelerde bulunmaktadır." dedi. Mustafa Kemal Paşa'nın "Hakiki vaziyeti anlayamamışlardır. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar adetâ durgun bir haldeydi." sözlerini hatırlatan Kuz, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: "Bozkır olayları Konya'nın üstüne bir kara leke gibi sinmiştir. Ama daha sonra Bozkır'dan bir ekip, gençleri toplayarak maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayarak Kurtuluş Savaşı'nda cepheye gönderir. Böylece Konya ve Bozkır'ın üstü de böylece aklanmıştır" dedi.
Meram Uluslararası Gençlik Akademisi'nde gerçekleştirilen sohbetin ardından araştırmacı tarihçi Meryem Kuz'a, dernek adına teşekkür plaketini HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Meryem Kuz'un babası Esat Numan Kuz'la birlikte takdim etti.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği'nde Bozkır Olayları'nı anlatan Karabük Üniversitesi Tarih Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi Meryem Kuz, "Yüksek Lisansını "Pisili Baba" üzerine yaptığını belirterek 2013 yılından bu tarafa Konya olayları içerisinde cereyan eden Bozkır hadiselerini yazılı tarih, resmi tarih ve hatıralar eşliğinde o dönemi yaşamış insanların torunlarından, o olayı yaşayanların not ve hatıralarından olaya farklı bir pencereden bakmaya çalıştığını söyledi.
Milli Mücadele döneminde Konya'nın önemine dikkat çeken Kuz, Elazığ Valiliği sırasında Ermenileri kayırmasıyla bilinen ve "Artin Cemal" olarak tanınan Cemal Bey'in Konya'ya vali olarak atanmasıyla işgalci İtalyanlara karşı yardım ederek işgalci güçlerin, Konya, Akşehir ve Beyşehir istasyonlarını bu şekilde ele geçirdiklerine işaret etti.
'Artin Cemal' Bozkırlıları isyana teşvik etti
Kuvayı Milliye Hareketinin başlaması ve Atatürk tarafından Albay Rıfat Belen'e, Konya'da Kuvayı Milliye hareketini örgütlemesi için görev verilmesiyle birlikte Vali Artin Cemal'in, "kendisini korumak için telaşa kapılarak hapishanedeki mahkûmları serbest bıraktığı ve onları silahlandırarak Konya'daki yıkıcı çetecilik faaliyetlerini başlattığını" ifade eden Kuz, şunları dile getirdi: "Böyle bir ortamda 27 Eylül 1919 tarihinde Birinci Bozkır Olayları vuku bulacak. Bozkır'daki köy ve kasabalarda sebebi tam olarak bilinmeyen karışıklıklar başlamış. Konya Valisi Cemal Bey, Albay Refet Belen'in geleceğini öğrenince İngilizlerden yardım ister ve Eskişehir'e kadar iki asker ona refakat eder. Cemal Bey kaçmadan önce Konya'da ve o bölgede Bozkırlıların millî ve dinî duygularını Kuvayı Milliye aleyhine tahrik etmiştir. Bozkır halkından oluşan çetelere silah dağıtarak yöneticilerden bazıları Milli Mücadele karşıtı isimler haline gelmiştir. İsyanı bastırmak için gönderilen az sayıdaki Milli Kuvvetler, çeteler karşısında tutunamayarak geri çekilecekler ve isyancılar Bozkır kasabasını ele geçirecekler. Ayaklanmanın başrolünde Cemal Bey olduğu gibi Kürtoğlu Musa, Bademlili Hacı Halil ve Güzel Çavuş adlı üç kişiyle birlikte isyan başlatılır. Köylerden topladıkları 1000'e yakın kişiyle Bozkır'ı basarlar, askerlik şubesinin deposuna girerek bütün silah ve cephaneliğe el koyarlar. Bu yağma hareketleri içerisinde karşılarına çıkan jandarmaları esir olarak alırlar, silahlarına da el koyarlar. Bu arada kaymakam vekili, nüfus müdürü, askerlik şube başkanı gibi bölgenin ileri gelenleri teslim alınır. Olaylardan haberdar olan Bozkır Kadısının oğlu olan Abdülhalim Efendi, Bozkır'a gelir ve çetecilerle konuşarak kaymakam vekilini ellerinden alır. Kasabanın girişinde halka bir konuşma yaparak onları sakinleştirir. Bu konuşmayı kaymakamın yardımcısı bir hanımefendi not alır, işin seyrini daha sonra değiştirecek olan da bu küçücük nottur."
Birinci Bozkır İsyanı 4 Ekim 1919'da sona erdiğini ve İkinci Bozkır Ayaklanmasının ise, 22 Ekim 1919'da başladığını kaydeden Kuz, isyanın 4 Ekim 1919 tarihinde 600 kişiden oluşan Millî kuvvetler tarafından bastırıldığını belirterek "2. Bozkır isyanı sırasında milli kuvvetlerin kaybı; 5 şehit 3 yaralı, asilerin kayıplarının ise 30 ölü, 30 yaralı şeklinde belgelerde bulunmaktadır." dedi. Mustafa Kemal Paşa'nın "Hakiki vaziyeti anlayamamışlardır. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar adetâ durgun bir haldeydi." sözlerini hatırlatan Kuz, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: "Bozkır olayları Konya'nın üstüne bir kara leke gibi sinmiştir. Ama daha sonra Bozkır'dan bir ekip, gençleri toplayarak maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayarak Kurtuluş Savaşı'nda cepheye gönderir. Böylece Konya ve Bozkır'ın üstü de böylece aklanmıştır" dedi.
Meram Uluslararası Gençlik Akademisi'nde gerçekleştirilen sohbetin ardından araştırmacı tarihçi Meryem Kuz'a, dernek adına teşekkür plaketini HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Meryem Kuz'un babası Esat Numan Kuz'la birlikte takdim etti.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.