Arşivime bir göz attım, yılın bu ayında ve bu günlerde yazılarımın konusu hep aynı olmuş… On beş yıl boyunca bu konuda mutlu sevinçli bir yazı yazabilmeyi umut etmişim ama maalesef her yıl o umut sona ermiş. Geçen yıl nüfusumuzdaki küçük artışa sevinenlere, bunun seçimle alakalı bir artış olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Çoğumuz zaten bunun sebebini ve sonucunu biliyordu ama inanmak istemeyenler de bu yıl ki açıklamadan sonra gerçeği gördüler… Seçim öncesi akrabasına destek olmak için kaydını aldıranlar geri gidince gerçekle yeniden yüzleştik ve maalesef bu yıl da nüfusumuzun eksilmesine mani olamadığımızı gördük. Mani olmak için adım atamadığımızı da gördük… Benim hatırladığım, yetmiş bin nüfuslu bir ilçeden yirmi beş bin nüfuslu ilçeye dönüşmemiz, bu durum burada yaşayan herkesi üzse de henüz gidişatı tersine çevirecek bir proje yada faaliyet ortada görünmüyor. Eskiye bakıp yapılan o büyük yanlışları kınayıp, ağlayıp sızlamanın da bir faydası olmadığını biliyoruz…
Nüfusumuzun bu kadar erimesinin ekonomik sebeplerden kaynaklandığını biliyoruz, yanlış tarımsal politikaların da bunda payı büyük elbet ama köy nüfusumuzun bu kadar hızlı erimesin en büyük sebeplerinden birisi birlik olunamamasıdır. Yıllardır yazıyorum söylüyorum, dededen kalma parçalanmış topraklarda tarım yapmak hem maliyeti yükseltmekte hem de Pazar bulma işi zorlaşmaktadır. Oysa akıllı hareket edip birlik olunsa kooperatifleşilse, bireysel olarak aşılamayan bir çok zorluk kolayca aşılabilecektir. Bunun zorlu bir süreç olduğunu işe girişenler biliyor ama Belediyemiz bu konuda destek olacağını yıllardır açıklamaktadır. Elbette her işin zor tarafları olacaktır ama bunu başardığımızda elde edeceğimiz şey herkesi mutlu edecektir. Daha öncede örneklerini vermiştim, özellikle Eğe çiftçileri bu konuda oldukça başarılı işler çıkarıyorlar, her şehir, her ilçe hatta her köy kendi ürettiği ürünü birlik olarak kolayca satabiliyor ve yaşlı nüfustan ziyade genç nüfus da tarıma yönelmekten korkmuyor, hatta üniversite bitirip, köyüne dönüp tarımla hayvancılıkla uğraşan insanlar var… Hepsinin ortak noktası ise kooperatifleşme… İlçemizde üretilen çilek, mantar, ceviz badem hatta çıtlık gibi ürünler birlik olunamadığı için bireysel pazarlama yöntemleriyle üç aşağı beş yukarı hesabıyla satılmaya çalışılmakta ve yıl geçtikçe üretenlerin de sayısı azalmaktadır. Maalesef ilçemizde elli yaşın altında tarımla uğraşan çok az insan kalmış hatta bu amca ve teyzeler işi bırakınca geleneksel tarım konusunda bile cahil kalacağımızı üzülerek hatırlatmak istiyorum.
Nüfusumuz azalıyor diye kara kara oturup düşünmek yerine kalkınanlar nasıl kalkınmış, nasıl başarmışlar diye düşünmek çabalamak gerekiyor. Bu anlamda bal üreticilerini bir araya toplamaya çalışan ve bu zorlu yolda oldukça da yol kat eden Bozkır kalkınma kooperatifi kurucularına ve Hüseyin Dumru kardeşime ilçemiz adına teşekkür ederim. Oturduğu yerden başarıya ulaşan tek canlı tavuktur derler, bu arkadaşlarımız zorluklara rağmen çabalayıp başarıya doğru adım adım ilerliyorlar. Örnek almak gerektiğini düşünüyorum. Gelecek yıl aynı yazıyı tekrar yazmak zorunda kalmamayı diliyor, umudumu kaybetmek istemiyorum…
Nüfusumuzun bu kadar erimesinin ekonomik sebeplerden kaynaklandığını biliyoruz, yanlış tarımsal politikaların da bunda payı büyük elbet ama köy nüfusumuzun bu kadar hızlı erimesin en büyük sebeplerinden birisi birlik olunamamasıdır. Yıllardır yazıyorum söylüyorum, dededen kalma parçalanmış topraklarda tarım yapmak hem maliyeti yükseltmekte hem de Pazar bulma işi zorlaşmaktadır. Oysa akıllı hareket edip birlik olunsa kooperatifleşilse, bireysel olarak aşılamayan bir çok zorluk kolayca aşılabilecektir. Bunun zorlu bir süreç olduğunu işe girişenler biliyor ama Belediyemiz bu konuda destek olacağını yıllardır açıklamaktadır. Elbette her işin zor tarafları olacaktır ama bunu başardığımızda elde edeceğimiz şey herkesi mutlu edecektir. Daha öncede örneklerini vermiştim, özellikle Eğe çiftçileri bu konuda oldukça başarılı işler çıkarıyorlar, her şehir, her ilçe hatta her köy kendi ürettiği ürünü birlik olarak kolayca satabiliyor ve yaşlı nüfustan ziyade genç nüfus da tarıma yönelmekten korkmuyor, hatta üniversite bitirip, köyüne dönüp tarımla hayvancılıkla uğraşan insanlar var… Hepsinin ortak noktası ise kooperatifleşme… İlçemizde üretilen çilek, mantar, ceviz badem hatta çıtlık gibi ürünler birlik olunamadığı için bireysel pazarlama yöntemleriyle üç aşağı beş yukarı hesabıyla satılmaya çalışılmakta ve yıl geçtikçe üretenlerin de sayısı azalmaktadır. Maalesef ilçemizde elli yaşın altında tarımla uğraşan çok az insan kalmış hatta bu amca ve teyzeler işi bırakınca geleneksel tarım konusunda bile cahil kalacağımızı üzülerek hatırlatmak istiyorum.
Nüfusumuz azalıyor diye kara kara oturup düşünmek yerine kalkınanlar nasıl kalkınmış, nasıl başarmışlar diye düşünmek çabalamak gerekiyor. Bu anlamda bal üreticilerini bir araya toplamaya çalışan ve bu zorlu yolda oldukça da yol kat eden Bozkır kalkınma kooperatifi kurucularına ve Hüseyin Dumru kardeşime ilçemiz adına teşekkür ederim. Oturduğu yerden başarıya ulaşan tek canlı tavuktur derler, bu arkadaşlarımız zorluklara rağmen çabalayıp başarıya doğru adım adım ilerliyorlar. Örnek almak gerektiğini düşünüyorum. Gelecek yıl aynı yazıyı tekrar yazmak zorunda kalmamayı diliyor, umudumu kaybetmek istemiyorum…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.