.jpg)
Ermeniler, Millet-i Sadıka olarak bilinirken ve her devlet kademesinde-şeyhülislamlık ve padişahlık hariç- istihdam edilirken gün oldu da nasıl kendilerini bize düşmanlık üzerinden tanımlar hale geldiler. Şimdi bu sorunun cevaplarını arayacağız.
1 – İngiltere, Rusya ve ABD gibi büyük güçlerin zaman zaman birbirlerine çoğunluklu da bize karşı bu milleti kullanmaları. Ayrıca Fransız İhtilalinin milliyetçilik hareketleri ve Osmanlı devletinin eski ağırlığını kaybetmesi. Aslında tüm sorun Osmanlının güçten düşmesidir. Diğer sebeplerin hepsi talidir.
2- İngiliz, Fransız ve ABD okullarında okuyan Ermeni öğrencilerinin devlete karşı muhalif bireyler olarak yetişmesi. 1880'lerde çocuk olan birisi 1915'te eli kalem tutan fikir adamına dönmüştür. Batılı hocaların eliyle yetişen bu zümre Osmanlı muhalifliğinin temelini atmıştır. Nitekim 24 Nisan 1915 tarihi tehcirin değil aksine bu zümrenin tutuklanma tarihidir.
3- Kimi çevreler beğenmese de Lozan'a kadar kapitülasyonlar ve Yabancı okulları vasıtasıyla yetişen bu nesil imparatorluğun tümünde devlete karşı isyancı lider yetiştiren fabrikaya dönüşmüştür. Ayrıca askerlik yapmamaları ve Türklerin ticarete meyilli olmaması gibi nedenlerle para getiren sektörlerin bu unsurlara terk edilmesi etkili olmuştur. Bugün Türkiye'ye karşı lobicilik yapan insanlar dün bizim coğrafyamızda esnaflık yapan insanların iş adamı olmuş torunlarıdır.
4- Uzun yıllar büyük devletlerin yönetiminde kalmış milletler bağımsızlık sonrasında tarihlerini inşa ederken eski tabilerini düşman olarak tanımlar. Bu son derece doğaldır. Çünkü o zaman o devletin bağımsız olmasının anlamı yoktur. Ermenistan için Tehcir ve Karabağ meselelerini çıkartırsak tarih olarak okutulacak metin ortada kalmaz. Ermeniler 24 Nisan günü için bir yıllık planlama yaparken biz o gün öğreniriz. Günü kurtarmak için adım atar ve birkaç gün sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz.
5- ABD Başkanı Bıden'in soykırım olarak niteleme yapması ilk değil son da olmaz merak etmeyin. 365 günde bir biz bu çileyi çekeceğiz. Benim önerim ise partiler ve bilim adamları bir araya gelip gelecek 24 Nisan'a kadar bu propagandaya karşı ne üretebiliriz diye yol haritası hazırlamalarıdır. Olur mu zor ama imkansız değil. Sosyal medyada ABD'nin yaptığı katliamlar ile ilgili paylaşımlar yapılıyor. Bunlar ikinci gün unutulup gidiyor. Sıradan bir günde yoldan birini çevirseniz Afganistan ve Vietnam diye ülkeler varmış deseniz insanların çoğu ilk defa duyduklarını söyleyeceklerdir. O yüzden önce alt yapıyı hazırlamak gerekiyor sonra medya boyutu kendiliğinden gelir.
6- Eskiden olduğu gibi laf olsun cep dolsun diye yapılan seminer, kitap ve konferanslar ile değil aksine ilme dayalı çalışmalar ile iddiamızı anlatmamız mümkündür. Bir de bu çalışmaların İngilizce olmak üzere Batı dillerinde yapılması ve her kesime anlatılması şart. Karşı taraf anlayamayacak onu ben de biliyorum ama derdimizi anlatmazsak olmaz.
Son bir not içimizde Bıden'ın nitelemesine sevinenler var. Onları kendi hallerine bırakın ıslah olmazlar.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
