Hocam ben Yusuf Çatlıoğlu. Benim 1.sınıfa giden oğlum okula gitmek istemiyor. Nedenini sorduğumuzda ise öğretmenin kendisini kızlarla aynı sırada oturtmasını gösteriyor. Hocam bu çocuğun eskiden beri kızlara karşı bir soğukluğu var. Bu konuda ne yapmam lazım bize yardım eder misiniz?
Görüşmemizde çocuğun küçük bir kız kardeşi olduğu, okula gitmeden önce günün büyük bir çoğunluğunu babaannesi ve anneannesinde geçirdiğini öğrendim. Kardeşi olunca da ilginin kendisinden daha çok ona yöneldiğini düşünen bu çocuk, zamanla kız çocuklarına karşı bir önyargı oluşmuştu.
Çocuğun babası Yusuf Bey'e: Problemin çözümü için ne düşünüyorsunuz? dedim.
Hocam: "Yarın çocukla okula gidip öğretmeniyle konuşmayı ve çocuğu bir erkek arkadaşının yanına oturtmasını rica edeceğim." dedi.
Bundan sonrasını birlikte düşünelim. Öğretmenin veliye; büyük ihtimalle şunlardan birini söyleyecektir:
"Ben bu çocukları derste çok konuştukları için, grup çalışması veya çalışma konusunda birbirlerini desteklesinler diye oturttum." diyecektir.
Velinin ısrarı üzerine öğretmeninde çocuğu bir erkek çocuğuyla oturttuğunu düşünelim.
Akşam eve gelen çocuk, bir zafer kazanmış havası içinde olacaktır. Çünkü bu davranış, çocukta ben istemediğim zaman okula gitmeyebilirim izlenimi oluşturacaktır. Okulda öğretmenin benim adıma verecekleri kararlar çok da önemli değil. Nasılsa okulda istemediğim bir durum söz konusu olduğu zaman, anne babamı araya koyarak o kuralları kendime göre değiştirebilirim. Hiç yapamasam da okula gitmemek için elimden geleni yaparım olacaktır.
Bu olayın çocuk ve aile için en olumsuz yanı da çocuğun gözünde öğretmenin saygınlığının azalmasıdır. Çocuğun gözünde öğretmenin saygınlığının azalması, çocuğun ödevlerini yapmamasına, okulda ve sınıfta sorumluluk almamasına, okul ve sınıf kurallarına uymamasına neden olacaktır.
Bu çocuk, ileride çalışma hayatında bayanlarla çalışmak zorunda olsa amiri veya patronu bayan olsa ne yapacak? O işte çalışmayacak veya müdürünü mü değiştirecek? Bunların dışında çalıştığı kurumda hoşuna gitmeyen kurallar konduğu zaman, onları kaldırtmak için aracılar mı koyacak? Yahut girmek zorunda olup da istemediği ortamlara girmeyecek mi? Kısacası çocuk; ileride hoşuna gitmeyen ortamlara uyumda problemler yaşayacağı gibi toplumun değerleriyle de sıkıntılar yaşayacaktır.
Peki, bu çocuk için neler yapabiliriz?
Çocuk problemin çözümü konusunda ısrar ediyorsa, öğretmenin kurallarının olduğunu ve bu kurallara da herkes gibi kendisinin de uyması gerektiği çocuğa açıklanmalıdır. Bu davranış, çocuğa istemediği ortamlarda ve istemediği kişilerle de çalışmasını öğretecektir.
Çocuğa bu konuyu, öğretmeniyle kendisinin konuşmasının daha doğru olacağı ifade edilmelidir. Problemini çözme konusunda öğretmeniyle konuşmasını sağlamak, çocuğun kendisine güvenmesini sağlayacaktır.
Çocuğa okula gidip gitmeme konusunda tavizkar davranılmamalıdır.
Bu problemi çözmek için çocuk ve öğretmen dışında kimse başrolde oynamamalıdır.
Sonuç olarak problemi çözmek için olaya çocuk adına karışmamak; çocuğun gözünde hem sizin hem de öğretmenin saygınlığının artıracaktır.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
Eğitim öğretim sürecinin ilk adımı "Analiz" olmalı. Okul öncesinden 1 sınıfa gelen öğrencilerin dosyaları, eğitime hazırlık sürecinde iyi bir degerlendirmeye tabi tutulmalı.Saglik ve gelişim problemleri uzman kişilerle istişare edilmelidir.
YanıtlaSilBiz müfredatı uygulamaktan, gösteri yapmaktan çocukları zoraki kalıplara sokmaktan vazgeçmeliyiz. Müfredat ne kadar öğrenci merkezli olursa olsun, onu bulunduğun coğrafyaya entegre edemedikten sonra bir sonucun ortaya çıkmayacağı açıktır. Öğretmenlik ise sadece öğretim yapan kişi değil, aynı zamanda uzman bir analizci olmalıdır. Gelişmiş ülkelerde uygulanan eğitim sistemlerine hakim olmalidir.
Şuan dünyanın çeşitli ülkelerinde sabah 4 saat eğitim öğretim yapılırken, öğleden sonra 2 saat farklı bir öğretmen veya gönüllü(eğitimciler) aracılığı ile öğrencilerin ödevleri tamamlanmakta,grup etkinlikleri(oyun, tiyatro,spor vs) yapılmaktadır. Çocuk okul bitiminde yarına yetişmesi gereken bir ödevin yüküyle gitmemektedir.
Bizim temel sorununuz, Eğitim öğretimi yeteri kadar analiz edemememiz, işleri liyakat sahibi kişiler yerine parti sempatizanı kişilerin eline vermemiz.
Uluslararası eğitim öğretim tekniklerine ve anlayışlarina ilişkin hiçbir veriyi ele almamanız.
Tabela var lakin işletme yok...
Size birşeyler hatırlattı mi?
Ülkede bütün kurumları analiz edelim, inanın sadece tabelalardan ibaret olduğunu göreceksiniz.