Mübarek Ramazan-ı Şerifin son günlerinde böyle bir yazıyla siz okuyucularımın hissiyatını zedelemek istemezdim; ancak, birbirimizi ikaz etmek zorunluluğuna da inanıyorum.
Ayrıca, yüreklerimizi yumuşatan bu kurtuluş ayının uyanmamıza vesile olacağını da ayrıca düşünüyorum.
Müslüman toplum olarak acınası, perişan bir zamanı yaşamaktayız.
Maalesef ki maalesef sadece Müslümanız diyor ama Müslümanca yaşam yakınımıza bile yaklaşmıyor.
Öyle bir Müslümanlık türedi ki, akıl alır gibi değil!
Hiçbir sorumluluk almayan, hiçbir İslami mücadelenin içinde bulunmayan hatta kıyısından bile geçmediği gibi geçenleri çeşitli ithamlarla suçlayan!
-Hey aslanım hey!
Sadece Müslümanım diyerek kurtuluşa ereceğimizi zannediyorsak sadece kendimizi kandırırız o kadar!
Müslüman sorumsuz olmaz hele hele vurdumduymaz hiç olmaz!
Müslüman çocukları sel gibi cehenneme akıyor, UMURUMUZDA değil!
Zina almış başını gidiyor, UMURUMUZDA değil!
Alkol sıradanlaşmış UMURUMUZDA değil!
Deizm, Ateizm her türlü dinsizlik tehlikeli boyutlara gelmiş UMURUMUZDA değil!
Tesettür hiç olmadığı kadar yozlaştırılmış, UMURUMUZDA değil!
Kadın erkek ilişkileri çığırından çıkmış, UMURUMUZDA değil!
Adaletsizlik birilerine hak gibi sunulurken UMURUMUZDA değil!
Müslümanın diyenlerin yaptığı hırsızlığa, yolsuzluğa karşı çıkacağımız yerde tam tersi herkes yapıyor diye savunuyoruz UMURUMUZDA değil!
Düğünler Müslüman düğünü olmaktan çıkmış, UMURUMUZDA değil!
Çocuklarımızın namaz kılıp kılmaması UMURUMUZDA değil!
Müslüman çocukları imansızlık tuzağına düşürülür, UMURUMUZDA değil!
İnsanımızın imansızlığa düşmemesi için sorumluluğumuzu yerine getirmediğimiz gibi getirmememiz UMURUMUZDA da değil!
Müslüman Müslüman tren kaçıyor!
Tren kaçarsa arkasından ağlamanın, sızlamanın faydasının olamayacağı bir dönemi yaşıyoruz.
Evet, nesil elden gidiyor hem de göz göre göre ama az bir topluluğun dışında kahir ekseriyetimizin UMURUNDA değil!
İnsanımız, özellikle de gençliğimiz her geçen gün İslami değerlerden uzaklaşıyor ve bugünden tedbirler alınmaz yapılması gerekenler bir an evvel yapılmazsa birkaç nesil sonra namaz kılan, oruç tutan, örtünen insan sayısını mumla arayacağız, bir kenara yazınız!
Bugün bile sorulduğu zaman Müslüman'ım diyen, İslam'ın emir ve yasaklarına uymayan bir topluluk ağırlıkla toplumu sarmış durumdadır!
Bu çıplak gerçeği hepimiz görmeliyiz, görmek zorundayız!
Müslümanların büyük çoğunluğu gerçekleri görememekte veya görmek istememekte olup vurdumduymazlık içinde rahatlarının bozulmasını istemiyorlar!
Tam bir "Vurdumduymazlık Sendromu" halini yaşamaktayız!
Elbette ki, ülkemizde duyarlı, çocuklarımızın İslam üzere yetişmesi için gayret eden insanlarımız geçmişte olduğu gibi yine var ve bunların her şey umurunda.
İşte bunları tebrik ediyorum!
Bir hoca efendinin dedesi ile anlattığı bir hatıra çok dikkatimi çektiği gibi çokta duygulandırmıştı.
Bir gün bir kadının plastik kap satan bir seyyar satıcıyla yüksek sesle pazarlık yaptığını görüyor ve bu duruma o kadar üzülüyor ki, "Allah'ım ne hale geldik" diye hüngür hüngür akşama kadar ağlıyor.
İşte bu duyarlılıktır, dertlenmedir!
Rahmetli bugünleri görseydi ne yapardı kim bilir; belki de deli divane sokaklara düşerdi
Bu günler iyi günlerimiz, dediğinizi duyar gibiyim amma Allah(c.c.) çok büyüktür ve asla ümit kesilmez.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.