Bir toplumda dini duygular zayıfladıkça dinin kutsal saydığı değerlere karşı saygısızlığın çok acı ama arttığı görülmektedir.
Dinden kastım hiç şüphesiz Allah(c.c.) indinde tek din olan İslam'dır.
Toplumdaki din duygularının zayıflaması emperyalist faaliyetlerin bir sonucu olduğu gibi Müslümanların çok önem verdiği değerlere karşı saygısızlığın arkasında da dolaylı olarak bunlar var.
-Bu durumu eski filmlerde gördüğümüz gibi şimdi de her türlü medya platformunda görmüyor muyuz?
-Birçok karikatürde "sakal, sarık, cübbe" gerici ve yobazlığın simgesiymiş gibi sunulmuyor mu?
Oysa ki, bir Müslüman sakal koymasa sarık sarmasa bile bunlar Müslüman için çok kıymetli olup asla bir Müslüman bunları alay konusu yapamaz, alay konusu yapanları hoş göremez.
Beni derinden üzen kendisini Müslüman tanımlayan kişilerin bilinçli veya bilinçsiz bunların etkisinde kalarak saygısızlık yapmaktalar.
Elbette ki, inanıp inanmamak kişinin kendi tercihi olup kimse kimseyi ne zorla imandan çıkarabilir ne de zorla iman ehli yapabilir; ancak, kişi inanmıyorsa inananlara saygı duymalı, inanıyorsa çok hassas davranmalı söylediği sözün nereye gittiğine dikkat etmelidir.
Bir Müslüman öncelikli olarak Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz(s.a.v.)'e saygı duymakla birlikte İslami olan her şeye de saygı duymak zorundadır.
Küçükten büyüğe kadar İslam'ın tüm değerlerine saygı göstermek kişinin hidayetine vesile olabileceği gibi saygısızlık yapması imanının gitmesini de sebep olabilir.
Bir Müslüman kitabımız Kur'an-ı Kerimin cismine de manasına da saygı göstermelidir.
Hele hele Allah/c.c.) esirgesin Kur'an-ı Kerimin dile " Allah'ın dili değil" gibi bir sözü söyleyemez; söylerse ne olacağını siz düşünün!
Hadis-i Şeriflere yapılan hem de sözde ilahiyatçılarca yapılan saygısızlığı görümce söylenecek söz bulamıyorum!
Mübarek Ramazan Ayının içerisindeyiz. Saygı gösterilmesi gereken en önemli değerlerimizden biri de hiç kuşkusuz Ramazan-ı Şerif Ayı ve dolayısıyla oruç tutanlara saygıdır.
Bir kişinin oruç tutup tutmaması kendi tercihi olmakla birlikte oruç tutanlara saygı göstermesi "Saygı Kültürünün" gereğidir.
Maalesef, "Saygı Kültürümüzde" her geçen gün zafiyetler yaşanmaktadır. Bu durumun en somut göstergelerinden birisi "ORUÇ" tutanlara olan saygıdaki sıkıntılardır.
Müslümanlar için tüm ibadetler önemli olmakla birlikte "ORUÇ" ibadetinin diğer ibadetlere göre farklı bir hususiyeti vardır.
Son yıllarda oruç tutmayanların çoğaldığını; en dikkat çekici olanı aleni yeme içmenin normal hale geldiğini hatta oruç tutmasan Ramazan Ayı olup olmadığını fark edemeyecek kadar artığını görebilmekteyiz.
Müslüman bir ülkede gelinen bu vahim durum oldukça düşündürücü olup insanımız açısından bu gidişat hiçte hayra alamet değildir!
Bu durum, özgür bir ülkede her isteyen istediğini yapabilir, gerekçesiyle açıklanabilecek bir durum da değildir.
Elbette ki, kimse kimsenin inancına, ibadetine karışamaz yukarıda ifade ettiğim gibi zorla ne inandırabilir ne de ibadet ettirebilir, buna bir itirazımız da olamaz!
Ancak, Ramazan Ayı ve oruç tutanlara saygı farklı bir şey olup burada ince bir çizgi vardır.
Bu ince çizgi, iman ile imansızlık arasında bir çizgidir.
Hani hepimizin bildiği bir hikaye anlatılır:
Bir Müslüman, ölen Mecusi komşusunu rüyasında cennette görür ve Mecusi'ye:
"Sen dünyada iken ateşe tapan Mecusi'ydin, seni cennette görüyorum, bu nasıl oldu?" diye sorar.
Mecusi:
"Oğlumu oruç tutanların yanında yiyip içerken gördüm ve Müslümanların kutsal ayı ve oruca saygı göstermediği için kızdım. Allah(c.c.) son nefesimi vermeden önce Ramazan Ayı ve oruca saygı gösterdiğimden iman nasip etti ve beni cennetine koydu," der.
Elbette ki bu bir hikaye olup doğru yanlış onu bilemem; ayrıca, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde geçen kıssaların dışındaki kıssalara göre bir hükümde de bulunamayız.
Yukarıdaki hikayeye göre de insanları iman ve imansızlıkla değerlendirmem çok yanlış olur ve öyle değerlendirmiyorum.
Ancak, bir Müslümanın mazeretsiz oruç tutmamasının mantıklı bir açıklaması yok iken hele hele saygısızca aleni yeme ve içmesi Allah(c.c.) korusun imana zarar verebilir.
Hiç iyiye gitmiyoruz; bu halin sonucu hepimize zarar verebilir.
Toplumsal barış, hoşgörü ve saygının hayatımızda tesisi için herkes üzerine düşenden fazlasını yerine getirmelidir.
Bunu sadece oruç için söylemiyor; hayatın tüm alanlarında birbirimize saygılı olmalı, birbirimizin haklarını korumalıyız.
Aklınızın bir köşesine kaydediverin; mukaddesata saygı manevi terakkiye, hidayete vesile olacağı gibi imansızlığa da yol açabilir..
Allah(c.c.) aşkına daha ne olsun!
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.