Mekânla sınırlandırılmış bir varlık olan insanoğlu yaşadığı mekânda eserler bırakır. Her eser kendi döneminin ruhunu ziyadesiyle içinde barındırır. Özünde insan unsurundan oluşan şehirlerin ruhunu da eserlerinde hissederiz. Coğrafyamızda kadim kültürün izlerine taşıyan en önemli mekân hiç şüphesiz İstanbul'dur. İmparator Kostantin'den günümüze kadar pek çok medeniyetinin eserleri arzı endam etmektedir.
Konya Büyükşehir Belediyesi Atabey Gençliği Ecdadının İzinde projesi ile Liselerde okuyan 10,11 ve 12. Sınıf öğrencilerini İstanbul'a kadim medeniyetimizin eserlerini görmeleri için gönderdi. Konya gibi sınırları geniş olan bir ilimizde tüm ilçelerden binlerce öğrenci hiçbir ücret ödemeden İstanbul'u günübirlik görebilme imkânına sahip oldu. Bir okulun veya ilçenin boyunu aşan bu proje Türkiye'de türünden bir ilk olacak şekilde devam ettiriliyor. Bu şekilde gezilerin daha da nitelikli hale getirilerek devam ettirilmesi gerekiyor. Mekânların da çeşitlendirilmesi şart. Allah bu hizmetleri yapanlardan razı olsun.
Programda Ayasofya, Sultanahmet ve Gülhane gibi mekânlar bulunuyor. Osmanlı deyimiyle At Meydanı ve burada bulunan Dikili taşların hikâyeleri de öğrencilere anlatılıyor. Özellikle Ayasofya kiliseden camiye sonra müzeye ve tekrar camiye dönüş hikâyesi ile Türk tarihinin en dikkat çekici yerlerinden birisi. Sultanahmet tadilat sonrası yeniden ibadete açılmış durumda. Seyahatimizin en güzel yönü yaz döneminde daha çok serbest zaman verilmesi ile farklı mekânları gezebilmemiz oldu. İlk mekânımız At meydanının yanında bulunan Pargalı İbrahim Paşa sarayını bugün bildiğimiz ismiyle Türk- İslam eserleri müzesini gezebilmemiz oldu. Osmanlı, Memluklu, Timur, Selçuklu ve Safevi dönemlerinden kalan onlarca eseri görme imkânı bulduk. Burada tarihi Bizans Hipodromunun ayakta kalan kısmını da bu müzenin içinde görmüş olduk. Eskiler derler ki gezi ile seyahati ayıran en önemli husus gezilecek mekânların önceden tanınmasıdır. Bunun kadar önemli bir mesele de mekânı idrak edebilmektir. Mekânı idrak etmek için de eseri yapanları ve onları yetiştiren medeniyeti bilmektir. Daha önce yaptığımız Kudüs seyahatinde mekânı anlayıp hayatından Kudüs'ten önce ve sonra ayrımını yapanlar da vardı. Ama beş gün gezip geldik. Hayatımızın sıradan beş günü diyenlerde vardı. Herkes nasibince istifade eder. Bizler bu seyahatimizde II. Mahmut türbesi ve civarında mezarlıkta medfun bulunan Osmanlı ricalinin kabrini ziyaret ederek dua ettik. Bu konuda ziyarete katılan öğrencilerim Mevlüthan, Furkan, Fatih han ve Emirhan'a teşekkür ederim. Bu gezinin amacı ecdadımızı tanımak ve onların yönlerini geliştirme azmini öğrencilerimize verebilmekti. Tarihimizin olumsuz yönlerinden dersler çıkarabilmekti. Bir kişiyle dahi olsa maksat hâsıl olduysa ne mutlu bizlere.
Mustafa AK
Seydişehir AİHL Tarih Öğretmeni
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.