Âriyet: Dönülmesi kabil (mümkün) olmak üzere intifa (kullanım) hakkı karşılıksız olarak başkasına devredilen maldır.
Âriyet akdi, ele aldığımız bütün hukuk sistemlerine göre teberru (karşılıksız) akidleri arasında yer almaktadır.
Hanefî ve Malikî mezheplerinin görüşlerine göre; âriyet alan, âriyet aldığı malı sahibinin izni olmadan bir başkasına âriyet olarak verebilirken diğer mezheplerin ve günümüz Türk Hukukunun görüşlerine göre ise veremez.
Hanefî mezhebine göre âriyet akdi gayr-ı lazım (tek taraflı olarak sonlandırılabilen) bir akid olduğu için tarafların akıllı olması yeterli iken diğer mezhepler ve günümüz Türk Hukukuna göre tarafların teberrua yönelik akidleri yapabilecek ehliyete sahip olması gerekir.
Âriyet akdi bütün mezheplere göre bedelsiz olarak yapılır. Ancak günümüz Türk Hukukunda âriyet alanın ve verenin birlikte çıkarları söz konusu olduğunda da akid karşılıksız olarak yapılmış gibi kabul edilir.
Âriyet olarak alınan malın tazmin (verilen zararının karşılanması) edilip edilmeyeceği fıkıhçılar arasında tartışılmıştır: Hanbelî mezhebinin görüşüne göre; âriyet alınan mal zarar görmüşse her halükarda mazmundur (mala verilen zararın bedeli ödenir). Şâfiî mezhebine göre ise âriyet mala hasar, kullanım esnasında geldiyse tazmin edilmez (emanet mala verilen zarar ödenmez), kullanım dışında olmuşsa tazmin edilir. Malikî mezhebine göre ise âriyet mal, saklana bilen bir mal ise tazmin edilir, değilse tazmin edilmez. Diğer mezhepler ve günümüz Türk Hukukuna göre ise kullananın bir kusuru var ise meydana gelen zararı tazmin (öder) eder yoksa etmez.
Âriyet alınan malın normal masrafları, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinin dışında kalan mezhepler ile günümüz Türk Hukukunun görüşüne göre, âriyet alana aittir. Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre ise mal sahibine aittir.
Âriyet alınan malın geri verme masrafı bütün mezhepler ve günümüz Türk Hukukuna göre âriyet alana aittir.
Cengiz Koç
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.